from a place; hence

listen to the pronunciation of from a place; hence
Englisch - Türkisch

Definition von from a place; hence im Englisch Türkisch wörterbuch

away
uzakta

O, otelden çok uzakta değildir. - It is not far away from the hotel.

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm. - I went all the way to see her only to find her away from home.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi. - The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.

Biz yokken eve hırsız girmiş. - A thief broke into the house while we were away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Uzak bir yere gidelim. - Let's go somewhere far away.

Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu. - The balloon was carried away somewhere by the wind.

away
buradan

Buradan birkaç sokak ileride oturuyor. - She lives a few blocks away from here.

Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum. - I want a boat that'll take me far away from here.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
Englisch - Englisch
away
from a place; hence
Favoriten