Tom ketçaplı patates kızartması yemeği tercih ediyor.
- Tom prefers to eat French fries with ketchup.
Herkes patates kızartması sever.
- Everybody likes French fries.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
- Tom offered Mary a French fry and she took one.
Onların işi patatesleri kızartmak.
- Their job is to fry the potatoes.
Pastayı pişirmek yumurta kızartmaktan çok daha fazla zaman alır.
- Baking a cake takes more time than frying an egg.
Tom bir yumurta kızartıyor.
- Tom is frying an egg.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Biraz Fransız kızartması lütfen.
- Some French fries, please.
Belçikalılar, Fransız kızartmasının Fransız değil, Belçikalı olduğunu iddia ediyorlar.
- Belgians claim that French fries are not French but Belgian.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
- Tom offered Mary a French fry and she took one.
He's guilty of murder — he's going to fry.