Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
Biraz kızarmış et yedik.
- We ate some fried meat.
Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.
- Avoid fried foods for a while.
Ben kızartılmış muzu seviyorum.
- I love fried bananas.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
- On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
Kızarmış tavuk servis edeceğiz.
- We'll serve fried chicken.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.
- On the table, there was a plate with three fried eggs on it.
İki tane kızarmış yumurta ve kahve, lütfen.
- Two fried eggs and coffee, please.
Bugünkü kahvaltım: peynirli tost üzerine sahanda yumurta.
- For my breakfast today: fried egg on toast with cheese.
Oğlum sahanda yumurtayı sevmez.
- My son does not like fried egg.
Sen hiç onları kızartma yerine patateslerini fırında pişirmeyi düşündün mü?
- Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them?
Mary kızartma tavasına bazı sosisler attı.
- Mary threw some sausages into the frying pan.
Pastayı pişirmek yumurta kızartmaktan çok daha fazla zaman alır.
- Baking a cake takes more time than frying an egg.
Kızartmak için daha büyük balıklarımız var.
- We've got bigger fish to fry.
Tom bir yumurta kızartıyor.
- Tom is frying an egg.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
Genellikle Pazartesiden Cumaya kadar okula giderler.
- They usually go to school from Monday to Friday.
Genellikle cuma günü markete giderim.
- I usually go to market on Friday.
Tom Mary'ye bir Fransız kızartma sundu ve o bir tane aldı.
- Tom offered Mary a French fry and she took one.
Tom sıcak bir kızartma tavasında parmaklarını yaktı.
- Tom burned his fingers on a hot frying pan.
He always ate his eggs fried, never scrambled.
Man, I got totally fried on weed at Chad's party.'.
It looks like your motherboard is fried.
fried-egg sandwich.
He's guilty of murder — he's going to fry.