O, elleriyle hızlıdır.
- He's quick with his hands.
Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
- My elder brother finished his homework very quickly.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
Zaman çabucak geçiyor.
- Time passes by quickly.
Çocuk çabucak öğreniyor.
- The child is learning quickly.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
- Tom is quick-witted, isn't he?
O kıvrak zekalı bir adam.
- He is a quick-witted man.