Tom sık sık okula geç kalır.
- Tom is frequently late for school.
O sık sık okula geç kalırdı.
- She was frequently late for school.
Bu çoğunlukla tatilde olur.
- It happens frequently on vacation.
O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar.
- He frequently jumps from one topic to another while he is talking.
Yaşayan dil sayısı sıkça tartışma konusu olur ve tahmini sayı beş bin ile sekiz bin arasında değişegelmiştir.
- The number of living languages is frequently debated and estimates have varied from five thousand to eight thousand.
Son zamanlarda sıkça depremler yaşamamız beni korkutuyor.
- It scares me that we have frequently had earthquakes lately.
Ne sıklıkla osurursun?
- How frequently do you fart?
Düşünmek ve etrafa bakınmak için çocukluğum sırasında buraya sıklıkla gelirdim.
- During my childhood, I used to come here frequently, look around and think.
Tom faturasını ödemek için sıkı sık son dakikaya kadar bekler.
- Tom frequently waits until the last minute to pay his bills.
O sık sık okula geç kalırdı.
- She was frequently late for school.
The three girl friends were seated on the rocks, enjoying the evening scene and the air which was fresh but not too chilly. Many a time and oft were they wont to come there to that favourite nook to have a cosy chat beside the sparkling waves and discuss matters feminine.
... once, we need to frequently update, [INAUDIBLE], so is ...
... But frequently the technical solution doesn't work here. ...