Türkisch - Englisch
Definition von frengî im Türkisch Englisch wörterbuch
- frengi
- the pox
- frengi
- (Askeri) scupper
- frengi
- (Tıp) syph
The prostitutes here have an incurable form of syphilis.
-Buradaki fahişeler tedavi edilemeyen bir frengi formuna sahip.
This is how we spread the syphilis.
-Frengiyi bu şekilde yaydık.
- frengi
- syphilis, the pox
- frengi
- syphilitic
- frengi
- syphilis
The prostitutes here have an incurable form of syphilis.
-Buradaki fahişeler tedavi edilemeyen bir frengi formuna sahip.
This is how we spread the syphilis.
-Frengiyi bu şekilde yaydık.
- frengi
- lues
- frengi
- {D} scupper. ~ deliği (Denizcilik) scupper hole
- frengi
- pox
- frengi deliği
- (Askeri) scupper hole
- frengi benzeri cinsel ilişki yoluyla geçen bulaşıcı bir hast
- frambesia
- frengi deliği
- (gemi) scupper
- frengi deliği
- scupper
- frengi deliği
- naut . scupper hole
- frengi devresi
- scupper system
- frengi felci
- paresis
- frengi felci
- general paresis
- frengi ilacı
- Salvarsan
- frengi kabarcığı
- (Tıp) gummata
- frengi kabarcığı
- gumma
- frengi kabarcığı olan
- (Tıp) gummatous
- frengi kabarcığıyla ilgili
- (Tıp) gummatous
- frengi korkusu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) syphilophobia
- frengi lumbarı
- wash port
- frengi olmak
- (Tıp) contract syphilis
- frengi olmaktan korkma
- (Pisikoloji, Ruhbilim) luiphobia
- frengi otu
- (Botanik, Bitkibilim) common eyebright
- frengi otu
- (Botanik, Bitkibilim) eyebright
- frengi çıbanı
- chancre
- frengi şişi
- bubo
- tatlı su Frengi
- local Christian who apes European ways
- tatlısu frengi
- Levantine
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von frengî im Türkisch Türkisch wörterbuch
- (Osmanlı Dönemi) Frenkçe, Avrupâ dilleri ve kültürü
- FRENGi
- Gemi güvertelerinde, suların dışarıya akması için bordalara açılan delik
- FRENGi
- Genellikle cinsel birleşmelerle bulaşan, tedavi edilmediğinde inme, körlük, delilik gibi sonuçlara kadar varan, döle de geçerek vücutça ve akılca sakat bir soyun yetişmesine yol açan hastalık, sifilis
- frengi
- Genellikle cinsel birleşmelerle bulaşan, tedavi edilmezse inme, körlük, delilik gibi sonuçlara kadar varan, döle de geçerek vücutça ve akılca sakat bir soyun yetişmesine yol açan hastalık
- frengi
- Gemi güvertesinde suların dışarıya akması için açılan delik
- Frengi
- (Osmanlı Dönemi) ATEŞEK
- Frengi
- sifilis
- Frengi
- yenirce
- tatlı su Frengi
- Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı
- tatlı su Frengi
- Yakın Doğu ülkelerinden olduğu hâlde Avrupalı gibi görünen Hristiyan, Levanten