fremde

listen to the pronunciation of fremde
Deutsch - Türkisch
n {'fremdı} r,e yabancı, ecnebi
yabancı

İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar. - Engländer sprechen im Zug selten mit Fremden.

Bir yabancı henüz tanışmadığın bir arkadaştır. - Ein Fremder ist nur ein Freund, den du noch nicht kennenlerntest.

n. r,e 'fremdı yabancı, ecnebi
Englisch - Türkisch

Definition von fremde im Englisch Türkisch wörterbuch

exile
sürgüne göndermek
exile
{f} sürmek
exile
sürgün

O, ülkesinden sürgün edildi. - He was exiled from his country.

Napolyon 1814 yılında Elba Adasına sürgüne gönderildi. - Napoleon was exiled to the island of Elba in 1814.

exile
{f} sürgün etmek
exile
sürgüne yollamak
exile
nefiy
exile
yurdundan sürülme
exile
{f} sür

Kendi ülkesinden sürgün edildi. - He was exiled from his own country.

Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu. - Santa Ana was living in exile in Cuba.

exile
sürülen kişi
exile
{i} sürgünde yaşama
exile
{i} sürgün edilen kimse
exile
{f} kovmak
exile
{i} sürülme