Tom hayal kırıklığına uğradı.
- Tom was disillusioned.
Seninle hayal kırıklığı duyuyorum.
- I am disillusioned with you.
O, çok aydınlanmış bir tutum.
- That's a very enlightened attitude.
Yüzü mutluluktan aydınlandı.
- Her face was enlightened by happiness.