fotoğrafı

listen to the pronunciation of fotoğrafı
Türkisch - Englisch
photo
A combining form from Gr
A photo is the same as a photograph. We must take a photo! I've got a photo of him on the wall. W2S2 photos a photograph photo of
To take a photograph
pref. of light; of photography, photographic
{i} photograph, picture, snapshot
A contraction of Photograph
fw^s, fwto`s, light; as, photography, phototype, photometer
photograph
a picture of a person or scene in the form of a print or transparent slide; recorded by a camera on light-sensitive material
fotoğraf
photograph

I had my photograph taken by my father. - Babama fotoğrafımı çektirdim.

You aren't allowed to take photographs. - Fotoğraf çekmemelisiniz.

fotoğraf
{i} shot

That's the worst mug shot I've ever seen. - O şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.

fotoğraf
photo

In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog. - Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.

They showed me a lot of beautiful photos. - Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraflar gösterdiler.

fotoğraf
(Fotoğrafçılık) duty
fotoğraf
(Fotoğrafçılık) print

Some photos were printed in black and white. - Bazı fotoğraflar siyah-beyaz basıldı.

fotoğraf
snap

Tom took a few snapshots. - Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti.

She showed me the snaps which she had taken during her journey. - Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.

fotoğraf
picture

Can I take pictures here? - Burada fotoğraf çekebilir miyim?

She likes taking pictures. - Fotoğraf çekmeyi seviyor.

vesika fotoğrafı
document image
arşiv fotoğrafı
stock shot
banyo etmek (fotoğrafı)
to put (film, photographic paper) in a bath (while developing it)
boy fotoğrafı
full length portrait
boy fotoğrafı
body shot full body shot
boy fotoğrafı
full-length body shot
dip fotoğrafı
(Sinema) photo backing
fotoğraf
photography

Photography is now considered a new form of art. - Fotoğrafçılık, şimdi sanatın yeni bir formu olarak kabul edilmektedir.

Flash photography is not permitted beyond this point. - Flaşlı fotoğraf çekmek bu noktadan itibaren yasak.

fotoğraf
photograph, picture, photo
fotoğraf
bath
fotoğraf
still
hava fotoğrafı
air photograph
hava fotoğrafı
air photo, aerial photo
kaslı erkek fotoğrafı
beefcake
tanıtım fotoğrafı
(film) still
uydu fotoğrafı
satellite picture
web fotoğrafı
(Bilgisayar) web photo
yelpaze fotoğrafı
(Askeri) fan photography
yelpaze kamera fotoğrafı
(Askeri) fan camera photography
yer fotoğrafı
ground photograph
Türkisch - Türkisch

Definition von fotoğrafı im Türkisch Türkisch wörterbuch

Fotoğraf
resim

O resimlerle oynanmış. - O fotoğraflar tahrif edilmiş.

fotoğraf
Bu yöntemle tespit edilerek çoğaltılan resim
fotoğraf
Bu yöntemle tespit edilerek çoğaltılan resim: "Bir de yadigâr olmak üzere fotoğraf bıraktı."- Ö. Seyfettin
fotoğraf
Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi
fotoğraf
Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı (cam, kâğıt gibi) bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi
vesika fotoğrafı
Vesikalık fotoğraf
fotoğrafı
Favoriten