fotoğraf

listen to the pronunciation of fotoğraf
Türkisch - Englisch
photograph

I had my photograph taken by my father. - Babama fotoğrafımı çektirdim.

A photographer took a photograph of my house. - Bir fotoğrafçı, benim evimin bir fotoğrafını çekti.

photo

You look great in these photos. - Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.

Is this a recent photo? - Bu yeni bir fotoğraf mı?

photography

I have an interest in photography. - Fotoğrafçılığa ilgim var.

Photography is now considered a new form of art. - Fotoğrafçılık, şimdi sanatın yeni bir formu olarak kabul edilmektedir.

shot

That's the worst mug shot I've ever seen. - O şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.

photograph, picture, photo
(Fotoğrafçılık) duty
(Fotoğrafçılık) print

Some photos were printed in black and white. - Bazı fotoğraflar siyah-beyaz basıldı.

snap

She showed me the snaps which she had taken during her journey. - Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.

Tom took a few snapshots. - Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti.

picture

Can I take pictures here? - Burada fotoğraf çekebilir miyim?

She likes taking pictures. - Fotoğraf çekmeyi seviyor.

bath
still
fotoğraf makinesi
{i} camera

I was thinking about buying a new camera. - Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum

Tom bought a new camera last month. - Tom geçen ay yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

fotoğraf çekmek
take a picture
fotoğraf çekmek
to take a photograph
fotoğraf çek
(Bilgisayar) take picture
fotoğraf çek
(Bilgisayar) take photo
fotoğraf çektirmek
to have one's pho to taken
fotoğraf belgeliği
archive of photos
fotoğraf filmi
photographic film
fotoğraf filmi rulosu
roll of photographic film
fotoğraf sergisi
Photography exhibition
fotoğraf sözünün kısaltılmışı
Photos of the abbreviated words
fotoğraf şeridi
photo strip
fotoğraf albümü
photograph album
fotoğraf atölyesi
photographer's studio
fotoğraf açı ayarlayıcısı
swingback
fotoğraf banyo ilacı
soup
fotoğraf banyo kabı
tank
fotoğraf gazeteciliği
photojournalism
fotoğraf gibi
photographic
fotoğraf ile ofset baskı
photooffset
fotoğraf istihbaratı
(Askeri) photographic intelligence
fotoğraf klişesi
plate
fotoğraf kurutucu lastik
squeegee
fotoğraf kâğıdı
printing out paper
fotoğraf kâğıdı
bromide paper
fotoğraf makineme film takar mısınız
Would you please put film in my camera
fotoğraf makinesi
photo camera
fotoğraf makinesi kapağı
shutter
fotoğraf makinesi phot
camera
fotoğraf makinesi ve malzemeleri satan kimse
cameraman
fotoğraf meraklısı
shutterbug
fotoğraf stüdyosu
camera store
fotoğraf ve film çekmek yasak
Photos and video prohibited
fotoğraf çekebilir miyim
Can I take photos
fotoğraf çekme
shoot
fotoğraf çekme imkanımız var mı
Will there be an opportunity to take some photographs
fotoğraf çekmek
to take photos, to take pictures
fotoğraf çekmek
take a photo
fotoğraf çekmek yasak
No photography allowed
fotoğraf çektirmek
to have one's photo taken
fotoğraf çıkarmak
slang to have a collision, damage one's car
fotoğraf/renkli
(Bilgisayar) photo/color
enstantane fotoğraf
snapshot

Tom took a few snapshots. - Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti.

dijital fotoğraf makinesi
Dijital photograph machine
fotoğraf çekmek
take a photograph
fotoğraflar
photos

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people. - Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.

pozitif fotoğraf
(Askeri) positive
renkli fotoğraf
(Bilgisayar) color photo
renkli fotoğraf
colour photograph
stereoskopik fotoğraf
stereo
etrafı silinmiş fotoğraf
vignette
Fotoğraf çekmek
take photograph
fotoğraflar
pictures
vesikalık fotoğraf
Passport photograph, mug shot
bu fotoğraf makinesi benim kişisel kullanımım için
This photo camera is for my personal use
bu fotoğraf makinesini tamir edebilir misiniz
Can you repair this camera
burada fotoğraf çekebilir miyim
May I take pictures here
cep fotoğraf makinesi
vest pocket camera
dev fotoğraf
photomural
dijital fotoğraf makinesi
digital camera
dijital fotoğraf makinesi arıyorum
I'm looking for a digital camera
eski fotoğraf tekniği
daguerreotype
eski fotoğraf tekniği ile basılmış resim
daguerreotype
fotoğraf makinası
camera

I'm going to buy a camera for my daughter. - Kızım için yeni bir fotoğraf makinası alacağım.

Smile at the camera, please! - Fotoğraf makinasına gülümseyin lütfen!

fotoğraf çekmek
shoot
gizlice çekilen fotoğraf
candid shot
habersiz çekilen fotoğraf
candid shot
ilk fotoğraf kıymetlendirme raporu
(Askeri) initial photo interpretation report
kartvizitten büyükçe fotoğraf
cabinet
kartvizitten büyükçe fotoğraf boyutu
cabinet size
kompakt fotoğraf makinesi
compact camera
kutu fotoğraf makinesi
(Fotoğrafçılık) box camera
körüklü fotoğraf makinesi
folding camera
küçük fotoğraf makinesi
candid camera
mikro fotoğraf
photomicrograph
mikro fotoğraf
microphotograph
mikroskopla fotoğraf çekme
photomicrography
negatifsiz fotoğraf
photostat
negatifsiz fotoğraf
photostat copy
otomatik fotoğraf makinesi
automatic camera
renkli fotoğraf
photochrome
renkli fotoğraf
color photograph
röntgen ışınları ile çekilen fotoğraf
skiagram
siyah/fotoğraf
(Bilgisayar) black/photo
tek kullanımlık fotoğraf makinesi
disposable camera
uzaktan kumandalı fotoğraf makinesi
telecamera
uzun mesafeli mail fotoğraf
(Askeri) long range oblique photography
vesikalık fotoğraf
portrait
vesikalık fotoğraf
mug shot

That's the worst mug shot I've ever seen. - O şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.

vesikalık fotoğraf
passport photograph
vesikalık fotoğraf çektirmek
have one's portrait taken
yakından çekilen fotoğraf
close up
ışık baskılı fotoğraf
collotype
şipşak fotoğraf
snapshot
şipşak fotoğraf
snap
şipşak fotoğraf çekmek
snap
Türkisch - Türkisch
Bu yöntemle tespit edilerek çoğaltılan resim
Bu yöntemle tespit edilerek çoğaltılan resim: "Bir de yadigâr olmak üzere fotoğraf bıraktı."- Ö. Seyfettin
Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi
Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı (cam, kâğıt gibi) bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi
resim

O resimlerle oynanmış. - O fotoğraflar tahrif edilmiş.

fotoğraf makinesi
Fotoğraf çekerken görüntüyü duyarlıklı yüzey üzerinde tespit etmeye yarayan cihaz
enstantane fotoğraf
bakınız: enstantane
vesikalık fotoğraf
Vesika, resmî belge için gerekli olan belli ölçülerdeki fotoğraf
Englisch - Türkisch

Definition von fotoğraf im Englisch Türkisch wörterbuch

fotoğraf çerçevesi
Frame
vesikalık fotoğraf
(Meteoroloji) Wallet size photo
fotoğraf
Favoriten