I had my photograph taken by my father.
- Babama fotoğrafımı çektirdim.
A photographer took a photograph of my house.
- Bir fotoğrafçı, benim evimin bir fotoğrafını çekti.
You look great in these photos.
- Bu fotoğraflarda mükemmel görünüyorsun.
Is this a recent photo?
- Bu yeni bir fotoğraf mı?
I have an interest in photography.
- Fotoğrafçılığa ilgim var.
Photography is now considered a new form of art.
- Fotoğrafçılık, şimdi sanatın yeni bir formu olarak kabul edilmektedir.
That's the worst mug shot I've ever seen.
- O şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.
Some photos were printed in black and white.
- Bazı fotoğraflar siyah-beyaz basıldı.
She showed me the snaps which she had taken during her journey.
- Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi.
Tom took a few snapshots.
- Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti.
Can I take pictures here?
- Burada fotoğraf çekebilir miyim?
She likes taking pictures.
- Fotoğraf çekmeyi seviyor.
I was thinking about buying a new camera.
- Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum
Tom bought a new camera last month.
- Tom geçen ay yeni bir fotoğraf makinesi aldı.
Tom took a few snapshots.
- Tom birkaç enstantane fotoğraf çekti.
Tom's hobby is collecting photos of cars.
- Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.
Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
- Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
I'm going to buy a camera for my daughter.
- Kızım için yeni bir fotoğraf makinası alacağım.
Smile at the camera, please!
- Fotoğraf makinasına gülümseyin lütfen!
That's the worst mug shot I've ever seen.
- O şimdiye kadar gördüğüm en kötü vesikalık fotoğraf.
O resimlerle oynanmış.
- O fotoğraflar tahrif edilmiş.