Ben ne şanslı bir çocuk olduğumu biliyorum.
- I know what a lucky boy I am.
Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
- Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
Tom'un talihi yüzüne güldü.
- Tom got a lucky break.
Tom en kötü talihe sahipti.
- Tom has had the toughest luck.
Talih işte, kader benden yanaydı.
- As luck would have it, Providence was on my side.
Tom'un talihi yüzüne güldü.
- Tom got a lucky break.
Bu kitap benim uğurlu eşyam. Onu her beş ayda okurum.
- This book is my good luck charm. I read it every five months.
Onu söylemek uğursuzluk getirir.
- It's bad luck to say that.