Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler.
- In their discourse after dinner, they talked about politics.
Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum.
- I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.
Biz onun arkasından odaya girdik.
- We entered the room after him.
Köpek sahibinin arkasından gitti.
- The dog tagged along after his master.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.
- Ann often plays tennis after school.
Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı.
- After a brief fight, they won.
Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.
- Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.
Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- We don't have class on Wednesday afternoons.
Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.
- We always talked about a lot of things after school.
Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim.
- I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.
Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar.
- When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.
Onun görevi çocuklara bakmaktı.
- Her duty was to look after the children.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.