Tom Mary'ye ateş etti fakat ıskaladı.
- Tom shot at Mary, but he missed.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
- He shot at the bird, but missed it.
Anne üniversitedeki kızını özledi.
- The mother missed her daughter who was away at college.
Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.
- I'm beginning to miss my girlfriend.
Sanırım hanıma ev almalıyım.
- I guess I should get home to the missus.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.