Mağaza tasfiye edildi. O temelli olarak kapalı.
- The store has been liquidated. It's closed for good.
Jane temelli olarak Fransa'ya gitti.
- Jane has gone to France for good.
O, sürekli olarak ülkeyi terk edeceğini söylüyor.
- He says he is leaving the country for good.
Dükkân sürekli olarak kapandı.
- The store closed down for good.
Jane temelli olarak Fransa'ya gitti.
- Jane has gone to France for good.
Japonya'dan temelli olarak ayrılmıyorsun, değil mi?
- You aren't leaving Japan for good, are you?
Geri dönmemek üzere buradan ayrılacak.
- He will leave here for good.
Onlar geri dönmemek üzere Amerika Birleşik Devletlerinde yaşamaya karar verdi.
- She has decided to live in the United States for good.
O sonsuza dek Japonya'ya terk etti.
- He left Japan for good.