Bu alanda sigara içmek yasaktır.
- Smoking is forbidden in this area.
Adem'in yasak meyveyi neden yedi?
- Why did Adam eat the forbidden fruit?
Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
- They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
Şu andan itibaren ağlamak yasaklanmıştır.
- From this moment on it is forbidden to cry.
Onun dışarı çıkması yasaklandı.
- She is forbidden to go out.
Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
This kind of immediate control structure we take to be characteristic of the tribe, and it leads to a rather rigid type of system in which 'every action not mandatory is forbidden'.