Ebeveynlerim Tom'u görmemi yasakladı.
- My parents forbade me from seeing Tom.
Annesi ona yasaklamasına rağmen çocuk pencereyi açıyor.
- The child is opening the window even though his mother forbade him to.
Onun dışarı çıkması yasaklandı.
- She is forbidden to go out.
Eski karısı, adamın kendisine 200 metreden fazla yaklaşmasını yasaklayan bir mahkeme emri çıkarttı.
- His ex-wife obtained a court order that forbid him from coming closer than 200 yards.