Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
- We cannot praise him highly enough for this.
Bunun için çok yaşlanıyorum
- I'm getting too old for this.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
İşte senin için bir mektup.
- Here is a letter for you.
Onun için bir gömlek satın aldı.
- She bought a shirt for him.
Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.
- One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.
Bu kitabı okumak benim için kolay.
- It is easy for me to read this book.
Bu benim için çok zordu.
- It was too difficult for me.
run for it.