Onlar ülkeleri uğruna savaştılar.
- They fought for the sake of their country.
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
O, hasta olduğu için okula gidemiyor.
- She cannot attend school on account of illness.
Hasta olduğu için sınava giremedi.
- He could not take examination on account of his illness.
Futbol oyunu kötü hava yüzünden ertelenmişti.
- The football game was postponed on account of bad weather.
Bunu senin yüzünden yaptım.
- I did it on account of you.
O, soğuk algınlığından dolayı maratona katılmaktan vazgeçti.
- He gave up taking part in the marathon on account of his cold.
Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
Release this man, for the sake of justice!.
She stayed home for sake of her sick friend.