Bunun için çok yaşlanıyorum
- I'm getting too old for this.
Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.
- I will accept full responsibility for this.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
Yardımınız için size çok minnettarım.
- I'm very grateful to you for your help.
Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Onun için bir gömlek satın aldı.
- She bought a shirt for him.
Bay White onun için mahkemeye çıktı.
- Mr White appeared for him in court.
Bu kitabı okumak benim için kolay.
- It is easy for me to read this book.
Bu benim için çok zordu.
- This is too difficult for me.
run for it.