Ücretsiz bir şey alamazsın.
- You can't get anything for nothing.
Bu saati ücretsiz alabilirsin.
- You can have this watch for nothing.
O, kitabı boş yere aldı.
- He got the book for nothing.
O, boş yere onu bana verdi.
- He gave it to me for nothing.
O, bileti bedava aldı.
- She got the ticket for nothing.
Bu bisikleti bedava aldım.
- I got this bicycle for nothing.
Bütün çabalarım boşa gitti.
- All my pains went for nothing.
Ben armutları boşuna aldım.
- I got the pears for nothing.
Bu metni boşuna çevirdim.
- I translated this text for nothing.