Bay White onun için mahkemeye çıktı.
- Mr White appeared for him in court.
Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.
- One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.
Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.
- I will accept full responsibility for this.
Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
- We cannot praise him highly enough for this.
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
Yardımın için sana çok fazla teşekkür edemeyiz.
- We cannot thank you too much for your help.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
Patates cipsi senin için iyi değildir.
- Potato chips are not good for you.
Senin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
Bu benim için çok zordu.
- It was too difficult for me.
Bu benim için çok zordu.
- This is very difficult for me.
run for it.
... have to explain to him that I was experimenting with anti-matter. I was creating anti-electrons ...
... doctor gave him pain medication yukio ...