Temiz tuttuğun sürece bu kitabı alabilirsin.
- You may take this book as long as you keep it clean.
Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
- As long as there's life, there is hope.
Kısa sürede geri gelmen şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out as long as you come back soon.
Ucuz olmak şartıyla, herhangi bir saat işimi görür.
- As long as it is cheap, any watch will do.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Hayatım boyunca onunla bir daha görüşmeyeceğim.
- I'll never see him again as long as I live.
I don't care who you are, where you're from, what you did, as long as you love me —.
Stay as long as you like.
... the internet for as long as I've known you. ...