Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
- For a while she did nothing but stare at me.
O, bir süre orada durdu.
- He stood there for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Ben bir süredir buradayım.
- I've been here for a while.
Bir süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for a while.
Bence bir süre için güvenliyiz.
- I think we're safe for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I might be gone for a while.