O, bir süre orada durdu.
- He stood there for a while.
O, bir süre burada kaldı.
- He stayed here for a while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Bir süredir bunu düşünüyorum.
- I've been thinking about this for a while.
Bir süredir seni görmedim.
- I haven't seen you for a while.
Ben bir süre için tekrar dişçiye gitmek zorunda kalmamalıyım.
- I shouldn't have to go to the dentist again for a while.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
- I may be gone for a while.
... But if you don't practice for a little while and then you ...
... we'll come back to that in a little while. ...