Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Sağlık ve lezzet için!
- For health and pleasure!
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
- Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.
Güneş batarken, hepimiz eve doğru hareket ettik.
- The sun having set, we all started for home.
Gemi kıyıya doğru gitti.
- The ship made for the shore.
Okula yakın yaşadığımdan dolayı,öğle yemeği için eve geliyorum.
- Because I live near the school, I come home for lunch.
Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Please pardon me for coming late.
Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
- I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Bu yer yüzmek için elverişli.
- The place is convenient for swimming.
O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti.
- He went to Italy for the purpose of studying music.
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom.
- I hope it works out for you, Tom.
Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum.
- I've been in China for less than a month.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Birlik, düşmanın saldırılarına karşı cesurca direndi.
- The force held out bravely against their enemy's attacks.
Dirsek kol ve önkol arasında eklemdir.
- The elbow is the joint between the arm and forearm.
Su olmasaydı, dünyada hayat olmazdı.
- If it were not for water, there would be no life on the earth.
Su olmasa dünyada hiç kimse yaşayamaz.
- If it were not for water, no one could live on earth.
Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
- You are doing well for a cub reporter.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Nasıl göründüğünü unutmayayım diye lütfen bana bir fotoğrafını ver.
- Please give me your picture lest I forget how you look.
Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
- She is on a diet for fear that she will put on weight.
Geçen yıl bir önceki işini kaybettiğinden beri, Tom bir iş aramaktadır.
- Tom has been hunting for a job since he lost his previous job last year.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Tom uzun süredir Mary'yi sevmektedir.
- Tom has loved Mary for a long time.
Sevmek ve sevilmek, bunlar mutluluğun büyük biçimleridir.
- To love and to be loved, these are the biggest forms of happiness.
Bunun için tüm sorumluluğu kabul edeceğim.
- I will accept full responsibility for this.
Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
- We cannot praise him highly enough for this.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.
- My love for you won't let me tell you everything. Some things are better left unsaid.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Patates cipsi senin için iyi değildir.
- Potato chips are not good for you.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
- What does Tom get in return for all the work he's done?
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
- She was disqualified from the race for two false starts.
Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.
- I had to leave out this problem for lack of space.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
- I was late for the meeting because of a traffic jam.
O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- He was sent to jail for murder.
Sağlık zenginliğin üstündedir, zira zenginlik bize sağlık kadar çok mutluluk vermiyor.
- Health is above wealth, for this does not give us so much happiness as that.
Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek.
- You had better put the book back on the desk, for the owner will come back there.
Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.
- I prefer to buy domestic rather than foreign products.
Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
- With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
Onun şimdi uğruna yaşamak için hiçbir şeyi yok.
- Now he has nothing to live for.
Kadın onu başka bir erkek uğruna terk etti.
- She left him for another man.
Onun için ne kadar ödedin?
- How much did you pay for him?
Onun için bir gömlek satın aldı.
- She bought a shirt for him.
Bu benim için çok zordu.
- It was too difficult for me.
Bu benim için çok zordu.
- It's too hard for me.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.
Mağdur kimselerin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamalıyız.
- We must provide food and clothes for the victims.
Bu oda uyumak için uygun değil.
- This room is not suitable for sleeping.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Tom adına çok mutluyum.
- I'm very happy for Tom.
O evsizler adına konuştu.
- She spoke for the homeless.
Hatalarına rağmen onu daha çok seviyorum.
- I like him the better for his faults.
Bütün servetine rağmen o mutlu değildir.
- For all his riches he is not happy.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
- You are doing well for a cub reporter.
Dikkatsizliği sebebiyle kendinden utanıyordu.
- She was ashamed of herself for her carelessness.
Son zamanlardaki olaylar sebebiyle, kendimi işime vermem tamamen imkansız.
- Due to recent events, it is completely impossible for me to focus on my work.
What did he ask you for?.
UK He looks better for having lost weight.
Because of these trees, he can't see the forest.
- He can't see the forest for the trees.
My nephew was excused because of his youth.
- Because my nephew was still young, he was forgiven.
All I want is for you to be happy. (=All I want is that you be happy.).
He was headed for the door when he remembered.
I will stand in for him.
He lost his job, for he got into trouble.
Some learned writers have compared a Scorpion to an Epigram, because as the sting of the Scorpion lies in the tail, so the force and virtue of an epigram is in the conclusion.
- Some learned writers have compared a Scorpion to an Epigram, because as the sting of the Scorpion lyeth in the tayl, so the force and virtue of an epigram is in the conclusion.
She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
- She doesn't dare leave the room for fear she should catch cold.
I'm looking for my friend.
Mr. Joseph Blenkinshaw was perhaps not worth quite so much as was reported; but for all that he was a very wealthy man.
run for it.
You are the very person I have been looking for.
- You're the very person I've been looking for.
The teacher said: Above all, what is necessary for success is perseverance.
- The teacher said: What is necessary for success, above all, is perseverance.