flor

listen to the pronunciation of flor
Türkisch - Türkisch
Atom numarası 9, atom ağırlığı 19, yoğunluğu 1,265, kokusu ozonu andıran, yeşilimtırak sarı renkte, halojenler grubunun ilk elementi olan basit element (simgesi F)
Portugiesisch - Türkisch
çiçeklenme
çiçek açmak
dinç olmak
çiçeklenmek
çiçek

Mary vazoya bazı çiçekler koydu. - Maria pôs algumas flores no vaso.

Mary vazoya bazı çiçekler koydu ve sonra vazoyu masaya koydu. - Maria pôs algumas flores no vaso e depois pôs o vaso na mesa.

a flor
çiçeklemek
Spanisch - Türkisch
çiçek demeti
Dänisch - Türkisch
vual
Englisch - Englisch
A film of yeast that develops on the surface of some wines during fermentation, produced deliberately in during the production of sherry
flohr flower
A yeast that produces a film on the wine's surface and gives it a distinctive flavor Found in Jerez
The layer of yeast that helps the formation of aldehydes during the aging of certain wines such as those in Jerez, Moriles, Montilla, Rueda and the region of Jura (France)
m: floor, pavement 725
Türkisch - Englisch
fluoro-
fluor

I hate fluorescent lights. - Floresan lambalardan nefret ediyorum.

Most toothpastes contain fluoride. - Diş macunlarının çoğu florür içerir.

(Tıp) flour
chem. fluorine
flor kapsayan
fluo
flor yaş tayini
(Jeoloji) fluorine dating
flor
Favoriten