İstifa etti ve ülkeden kaçtı.
- He resigned and fled the country.
Yahudiler, İspanyol Engizisyonundan kaçtılar ve onbeşinci asırda Osmanlı İmparatorluğu'na sığındılar.
- Jews fled the Spanish Inquisition and took shelter in Ottoman Empire in the fifteenth century.
Brown ve arkadaşları kaçmak zorunda bırakıldılar.
- Brown and his friends were forced to flee.
Sanırım, bu yüzden kaçarım.
- I think, therefore I flee.
Berlin duvarı Doğudaki Almanların Batıya kaçmasını engellemek için inşa edilmiştir.
- The Berlin wall was built to prevent East Germans from fleeing to the West.
Etherical products flee once freely exposed to air.