Onu aradım, ancak hat meşguldü.
- I called her, but the line was busy.
Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
- The thief cut the telephone lines before breaking into the house.
Elbiselerin yeni çizgisi Paris'ten.
- The new line of dresses is from Paris.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Tom bir saat kuyrukta bekledi.
- Tom stood in line for an hour.
Biz kuyrukta ayakta bekletildik.
- We were made to stand in line.