Onu pohpohlamak istedim.
- I wanted to flatter her.
O beni pohpohlamak istedi.
- She wanted to flatter me.
O bana kompliman yapmak istedi.
- He wanted to flatter me.
Onu pohpohlarsan, her şeyi yapar.
- If you flatter him, he'll do anything.
Biz yöneticinin kibrini pohpohladık.
- We've flattered the director's vanity.
Dalkavuklar şeytanın hemşiresidir.
- Flatterers are the Devil's nurses.