fitil

listen to the pronunciation of fitil
Türkisch - Englisch
suppository

This pill is taken as a suppository. - Bu ilaç bir fitil olarak alınır.

wick
(Eczacılık) seton
(Askeri) safety fuze
(Eczacılık) topping
(Kimya) flament
flute
wick; suppository; fuse
cord

She often wears corduroys. - O sık sık fitilli pantolon giyer.

Do you know the difference between twill and corduroy? - Dimi ve fitilli kadife arasındaki farkı biliyor musunuz?

(lâmba vs.) wick
fuse, fuze (of a bomb, explosive charge, etc.)
fuse
slang dead drunk, lit up, smashed, soused, higher than a kite
(Terzi) piping
a card game in which the low score wins
wick (of a candle, lamp, lighter)
detonator
portfire
(ilaç) seton
candlewick
surg. wick; tent
piping
(kumaş) rib
fuze
candle wick
filament
bougie
fitil (ilaç)
suppository
fitil (lamba)
wick
fitil gibi
blind drunk
fitil gibi
stewed
fitil gibi sarhoş
(deyim) as drunk as a lord
fitil makinesi
(Teknik,Tekstil) fly frame
fitil makinesi
(Teknik,Tekstil) flyer
fitil olmak (içkiden)
fit
fitil vermek
incite
fitil akımı
filament current
fitil ateşleyici
(Askeri) fuse igniter
fitil besleme
sliver feed system
fitil bobinleri
roving bobbins
fitil durdurma segmenti
sliver stop lever
fitil durdurma tertibatı
roving stop device
fitil durdurma tertibatı
feed stop
fitil gibi
slang dead drunk, lit up, smashed, soused, higher than a kite
fitil gibi
drunk as a lord, blind drunk, as pissed as a newt
fitil gibi
drunk as a lord
fitil gibi sarhoş
drunk as a lord
fitil gibi sarhoş
smashed
fitil gibi sarhoş
sodden
fitil kılavuz kasnağı
sliver guide pulley
fitil kılavuz kolu
roving guide bar
fitil kılavuz rayı
roving guide bar
fitil kılavuzu
roving guide
fitil makarası
flyer bobbin
fitil makinesi
fly frame, flyer
fitil olmak
slang to become dead drunk, be lit up
fitil olmak
get very pissed
fitil olmak
to get very pissed/angry
fitil salmastra
cord packing
fitil vermek
to anger; to incite
fitil vermek
to incite; to enrage
infilaklı fitil
Detonating cord
yaralara konan fitil
wick placed in wounds
anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
to go through extreme hardship
barutlu fitil
slow match
hızlı fitil
(Madencilik) fast burning igniting fuse
kükürtlü fitil
quickmatch
saniyeli fitil
time fuse
Türkisch - Türkisch
Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde
Eskiden, 0,0125g. olan ağırlık ölçü birimi
Yollu bir biçimde dokunmuş kumaş
Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu
Lambalarda pamuktan yapılan yağ çekici madde
Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit
Koltuk ve sandalye gibi oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit
Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu: "... fitil oynarken kâğıtları bir müddet masaya bırakır."- S. F. Abasıyanık
Dokunuşunda yolları olan kumaş
Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi
Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi: "Fitiller işliyor azgın yarada."- Halk türküsü
iskambilde elli kâğıtla oynanan bir oyun
Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde: "Lambanın fitili biraz daha açılmış."- Y. Z. Ortaç
Kumaşın altına kaytan biçiminde bükülmüş bir şey koyup üstten dikerek yapılan kabartma yol
Anüse konulan donmuş yağ kıvamında ve koni biçiminde ilaç
(Osmanlı Dönemi) HASİS
pilte
FİTİL
(Osmanlı Dönemi) Eskiden ağırlık ölçüsü olarak kullanılan dirhemin kesirlerinden biri. Dirhemin dörtte birine: denk; dengin dörtte birine: Kırat; Kıratın dörtte birine: Fitil denilir
FİTİL
(Osmanlı Dönemi) Eski Fitilli tüfeklerin namlusundaki baruta ateş vermek için kullanılan kükürtlü ip veya kaytan parçası
FİTİL
(Osmanlı Dönemi) Topa veya lâğıma ateş vermek için baruta ıslak batırılıp güneşte kurutulmuş bükme. (O.T.D.S.)
fitil olmak
Çok sarhoş olmak
fitil
Favoriten