O, satranç turnuvasında birincilik ödülünü aldı.
- He carried off the first prize at the chess tournament.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
- It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.
- Tom divorced his first wife more than fifteen years ago.
N8, Nokia'nın Symbian 3 işletim sistemi kullanan ilk aygıtı olacak.
- The N8 will be the first device by Nokia with the Symbian^3 operating system
İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.
- Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.
Onunla evlenmek isteyen öncelikle onun babasını ikna etmelidir.
- Whoever wants to marry her must first convince her father.
Lütfen bana öncelikle ne yapmam gerektiğini söyle.
- Please tell me what I should do first.
O yazım yarışmasında birincilik ödülü kazandı.
- He won first prize at the spelling contest.
Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
- To my great delight, he won the first prize.
Bir dergi açtığında, genellikle ilk olarak burcunu okur.
- When he opens a magazine, he will usually read his horoscope first.
Farzet ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?
- Suppose you are fired, what will you do first?
Öncelikli olarak yapacak bir şeyim var.
- I have something to do first.
Ben ilk başta onun kolay olduğunu düşündüm.
- I thought it easy at first.
İlk başta, Meg vatan hasreti çekti.
- At first, Meg was homesick.
Paris'e ilk kez gitti.
- He went to Paris for the first time.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.
- Tom divorced his first wife more than fifteen years ago.
Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
İlk başta mükemmel bir adam gibi görünüyordu.
- At first, he seemed like the perfect guy.
Onun mükemmel bir yazar olduğunu söylemek abartı değildir.
- It is no exaggeration to say that he is a first-rate writer.
Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
- It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.
- Poland was one of the first countries to recognize the Republic of Turkey.
Kuaförlüğün bu stili 19. yüzyılın başlarında ilk kez görüldü.
- This style of hairdressing first appeared in the early 19th century.
İlk başta her insan 10 ABD doları ödemişti.
- At first each man had paid $10.
Tom her ayın ilk gününde kira öder.
- Tom pays rent on the first day of every month.
Kiranı her zaman ayın ilk gününde ödemen gerekiyor.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
Yunanların önde gelen tanrısı Zeus'u şereflendirmek için İsa'dan Önce 776'da ilk Olimpiyat oyunları Olimpos Dağının eteğinde düzenlendi.
- In 776 B.C., the first Olympic Games were held at the foot of Mount Olympus to honor the Greeks' chief god, Zeus.
Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.
- At first, I didn't like him.
Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
- At first, the trainees were awkward in his company.
Tom evvela oraya gitmek istemedi.
- Tom never wanted to go there in the first place.
Bu evvela üzerinde çalışmamız iktiza eden meseledir.
- This is the problem we should work on first.
Lütfen ilk önce halıyı temizle.
- Please beat the rug, first.
Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.
- Bob reached the finish line first.
There was a close play at first.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinction, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfection; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
This is a first. For once he has nothing to say.
The first will be the last.
- The first will be last.
The first will be last.
- The first will be the last.
... first to start iReport. ...
... His horses would be the first to set hooves in the Americas ...