first sight

listen to the pronunciation of first sight
Englisch - Türkisch
ilk görüş

İlk görüşte ona âşık oldu. - She fell in love with him at first sight.

Adam ilk görüşte âşık oldu. - The man fell in love at first sight.

at first sight
görür görmez
at first sight
ilk görüşte

İlk görüşte ona âşık oldu. - She fell in love with him at first sight.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı. - Tom met Mary at a party, and it was love at first sight.

at first sight
İlk görüşte

Love at first sight.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı. - Tom met Mary at a party, and it was love at first sight.

İlk görüşte ona âşık oldu. - She fell in love with him at first sight.

love at first sight
yıldırım aşkıilk görüşte aşık olmak
love at first sight
İlk görüşte aşk, yıldırım aşkı
at first sight
ilk bakışta

Ben onu ilk bakışta tanıdım. - I recognized her at first sight.

İlk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönümüz var. - We have more in common than can be seen at first sight.

at first sight
(deyim) ilk goruste,ilk bakista
on first sight
ilk görüşte

Ben ilk görüşte ona âşık oldum. - I fell in love with her on first sight.

on first sight
ilk bakışta
first sight
Favoriten