Tom bir ilk kez yakalanan.
- Tom's a first-time offender.
Daha önce burada bulundun mu? Hayır, bu benim ilk seferim.
- Have you been here before? No, It's my first time.
Bu benim ilk seferim.
- This is my first time.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
Japonya'ya ilk defa mı geliyorsunuz?
- Is this your first time in Japan?
Korkunç gürültü ilk defa gelen birini şaşırttı.
- The fearful noise astonished anyone coming for the first time.
Paris'e ilk kez gitti.
- He went to Paris for the first time.
Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm.
- I saw Yoshida for the first time in five years.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember when the first time I met him was.
... For the first time you're going to be able to build your ...
... It was -- Bob Taylor sent it to me for my 18th birthday. I remember the first time I ...