Onun davranışları sözleriyle tutarlı.
- Her behavior is consistent with her words.
Sen tutarlı değilsin.
- You are not consistent.
Şirketimiz istikrarlı ücretler için karar verdi.
- Our company decided for consistent fees.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.
- He has consistently endeavored to help the poor.