Ne harika bir ceket giyiyorsun!
- What a gorgeous coat you're wearing!
O hasta olsa bile harika görünüyor.
- Even ill she looks gorgeous.
Senin kesinlikle göz kamaştırıcı olduğunu düşünüyorum.
- I think you're absolutely gorgeous.
O 22 yaşında göz kamaştırıcı bir kızdı.
- She was a gorgeous girl of 22.
O gerçekten muhteşem.
- She's really gorgeous.
Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
- The gorgeous cake made my mouth water.
Bu görkemli bir şehir.
- This is a gorgeous town.
Ne görkemli bir çiçek!
- What a gorgeous flower!
Çok güzel gözlerin var.
- You have gorgeous eyes.
O zengin ve daha da iyisi o çok güzel.
- She's rich, and even better, she's gorgeous.