Jim, finaller için sıkı çalışıyor.
- Jim is studying hard for his finals.
Beş koşucu finale ulaştı.
- Five runners reached the finals.
Hakimin kararı nihaidir.
- The judge's decision is final.
O, nihai taslakla meşguldür.
- He is busy with the final draft.
O, sonunda IBM'in başkanı oldu.
- He finally became the president of IBM.
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- I haven't read the final page of the novel yet.
Planlar henüz kesinleşmiş değil.
- Plans haven't yet been finalized.
Mahkemenin kararı kesindir.
- The court's decision is final.
Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum.
- I finally found time to sit down and read the newspaper.
Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti.
- According to the papers, the man has finally confessed.
Henüz hiçbir şey bitmiş değil.
- Nothing is final yet.
Katil sonunda dün gece yakalandı.
- The murderer was finally caught last night.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.
- The lioness finally gave chase to the gazelle.
Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü.
- Because of hunger and fatigue, the dog finally died.
Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı.
- As to your final grade, that depends on your final examination.
Tom final sınavını geçemedi.
- Tom failed to pass the final exam.
Tom en sonunda Meryem'e sırrı vermeyi kabul etti.
- Tom finally agreed to let Mary in on the secret.
Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.
- We finally have you where we want you.
Five runners reached the finals.
- Beş koşucu finale ulaştı.
We advanced to the finals.
- Biz finale yükseldik.
The finale of The Sopranos, which aired in 2007, had 11.9 million Americans glued to their TV sets.
- 2007 yılında yayınlanan The Sopranos finali, 11,9 milyon Amerikalıyı televizyonlarına yapıştırılmıştı.
The finale was so good, that I rewatched it many times.
- Final o kadar iyiydi ki onu defalarca yeniden izledim.