Şiven çok iyi. Her zaman İngiliz diye geçinebilirsin.
- Your accent is excellent. You'd pass for an Englishman any time.
Tom'un şivesiyle alay ettim.
- I made fun of Tom's accent.
Tom Mary'nin aksanına bakarak onun bir yerli olmadığını söyleyebiliyordu.
- Tom could tell by Mary's accent that she wasn't a native speaker.
O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.
- She speaks English with a foreign accent.
Esperanto'da sondan ikinci hece vurguludur.
- In Esperanto, the second-to-last syllable is accentuated.
Tomorrow kelimesinde vurgu ikinci hecededir.
- In the word tomorrow, the accent is on the second syllable.
At this hotel, the accent is on luxury.