Neden kavga ettiklerini bilmiyorum.
- I don't know why they are fighting.
Kavga ettiği için okuldan kovuldu.
- He was expelled from school for fighting.
O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.
- He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.
Keşke onlar dövüşmeyi bıraksalar.
- I wish they would stop fighting.
Anne dövüşen çocukları ayırdı.
- The mother separated the fighting children.
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
- I intend on fighting till the end.
Japon ve Amerikan güçleri hâlâ acımasızca mücadele ediyorlardı.
- Japanese and American forces were still fighting bitterly.
Savaş bir hafta sürdü.
- The fighting lasted one week.
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
- We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.
O hayatının çoğunu düşmanlarıyla savaşarak harcamış cesur bir savaşçıydı.
- He was a brave warrior who had spent most of his life fighting his enemies.
Japonyanın savaş sırasında açlığa karşı sürekli bir mücadele verdiğini söyleyebiliriz.
- We can say that Japan was fighting a constant battle against hunger during the war.
Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.
- I intend on fighting till the end.
... her commitment was that she was fighting for health care reform and to advocate for it. ...
... who are overseas fighting for us right now. People who are working hard every day, paying ...