fiancé

listen to the pronunciation of fiancé
Englisch - Türkisch
[n] nişanlı
(erkek) nişanlı
i., eril nişanlı
nişanlı

Nişanlısı ona büyük bir yüzük verdi. - Her fiancé gave her a very big ring.

Beyaz giyinmiş kız benim nişanlımdır. - The girl who is dressed in white is my fiancée.

fiancee
nişanlı

Tom nişanlısı Mary için bir kolye satın aldı. - Tom has bought a necklace for his fiancée, Mary.

Ona senin bana borçlu olduğundan çok daha fazlasını ben sana borçluyum dedim. Sana nişanlımın hayatını borçluyum, Mary. - I owe you much more than you owe me, I said to him. I owe you the life of my fiancee, Mary.

fiancee
sözlü
fiancee
{i} nişanlı (kız)
fiancee
nişanlı kız
fiancee
(kız) nişanlı
fiancee
adaklı
fiancée
(kız) nişanlı
fiancees
nişanlısı
fiancée
i., dişil nişanlı
fiancée
[n] nişanlı
i am with my fiancé
nişanlım ile beraberim
i am with my fiancé
(isim)şanlım ile beraberim
fiancé

    Silbentrennung

    fi·an·ce

    Türkische aussprache

    fiänsey

    Aussprache

    /fēˈänˌsā/ /fiːˈɑːnˌseɪ/

    Etymologie

    () From French fiancé.
Favoriten