Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to talk.
Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
- Bill and John like to get together once a month to chat.
Bir sopa at ve köpeğin onu alıp getirmesini izle.
- Throw a stick and watch the dog fetch it.
Gazeteyi getirmesi için köpeğini eğitti.
- He trained his dog to fetch the newspaper.
Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
- Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
Çok azla yemek yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much, you will get fat.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
- It was hard for them to get to the island.
Oraya ulaşmak için uzun bir yol yürümek zorundasın.
- You have to walk a long way to get there.
Seni buradan çıkarmak zorundayız.
- We have to get you out of here.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
- We've got to get Tom out of here.
Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.
- You'd better hurry up if you want to get home before dark.
Oraya varmak ne kadar sürer?
- How long will it take to get there?
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
- Mother was busy getting ready for dinner.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.
- Some people had to use false names to get work.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
- You've got to get a steady job.
Hemen başlamak istiyorum.
- I'd like to get started right away.
İşe başlamak istiyorum.
- I want to get to work.
Can you get my bag from the living-room, please?.
The very fetch and ghost of Mrs. Gamp.
When they got home, the Rat made a bright fire in the parlour, and planted the Mole in an arm-chair in front of it, having fetched down a dressing-gown and slippers for him, and told him river stories till supper-time.
If you put some new tyres on it, and clean it up a bit, the car should fetch about $ 5.000.