Tom kendini işine adamıştır.
- Tom is dedicated to his job.
Tom gerçekten kendini işine adamış, değil mi?
- Tom is really dedicated, isn't he?
Tom oldukça adanmış, değil mi?
- Tom is quite dedicated, isn't he?
Çok adanmış olduğun konusunda hiçbir fikrim yoktu.
- I had no idea you were so dedicated.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
On yıldır kendini biyoloji çalışmalarına adadı.
- He dedicated himself to biology studies for almost ten years.
Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
- This book is not dedicated to anyone.