fenerci

listen to the pronunciation of fenerci
Türkisch - Englisch
lantern maker or seller
lamplighter
fener
{i} lantern

The windows are decorated with lanterns. - Pencereler fenerlerle dekore edilmiştir.

fener
lighthouse

The lighthouse flashes every twelve seconds. - Fener her 12 saniyede bir yanıp sönüyor.

Tom is a lighthouse keeper and leads a lonely life. - Tom, deniz feneri bekçisi ve yalnız bir hayat sürüyor.

fener
torch

Do not show a torch to a blind man walking in the dark. - Karanlıkta yürüyen kör bir adama el feneri tutma.

fener
lanthorn
fener
(Askeri) lights

Could someone get the lights? - Birisi fenerleri alabilir mi?

fener
lampion
fener
(Denizbilim) warping end
fener
barrel
fener
(Denizbilim) warping head
fener
headlight
Fener
Phanar
Fener
main Greek neighborhood of Istanbul
fener
(hırsız) dark lantern
fener
glim
fener
beacon
fener
lamp

I bought an ancient lamp. - Çok eski bir fener satın aldım.

fener
formerly gaslit streetlamp
fener
a circular tray suspended from a handle (used by tea and coffee-sellers in Turkey)
fener
lantern; lighthouse
fener
flambeau
fener
lantern; flashlight
fener
small glass dome or turret admitting light into a building, lantern light, lantern
fener
cresset
Türkisch - Türkisch
Fener yapan veya satan kimse
Deniz feneri bekçisi
Sokak fenerlerini yakan kimse
Fener
çakaloz
fener
Gemilere yol gösteren ışık kulesi, deniz feneri
fener
Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı: "Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı."- Ö. Seyfettin
fener
Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı
fener
Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı
fener
Kahveci tepsisi
fener
Gemilere yol gösteren ışık kulesi, deniz feneri: "Deniz, bu Japon fenerinden dökülen ışıklar altında ıslak parıltılarla, yanıp sönüyor."- Y. Z. Ortaç
fener
çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi
fenerci
Favoriten