O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Betty güzel bir kızdır, değil mi?
- Betty is a pretty girl, isn't she?
Kız ince belli bir kadın haline geldi.
- The girl has grown into a slender woman.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.
- I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.
Sevgilisi okul oyunu için başka bir kızı öpmek zorunda olduğu için Mary mutsuz.
- Mary's not happy that her boyfriend has to kiss another girl for the school play.
Kız arkadaşına doğru koştum.
- I ran into your girlfriend.
Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.
- Tom and his girlfriend are in the same class.