Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi.
- I have three dogs; one is male and the others are female.
O köpek erkek mi yoksa dişi mi?
- Is that dog male or female?
Erkek mi yoksa kadın bir doktoru mu tercih edersiniz?
- Do you prefer a male or female doctor?
O ilk Japon kadın astronot olacak.
- She will be the first female Japanese astronaut.
Tavus kuşunun güzel kuyruğu dişilerin ilgisini çekmeye yardım eder.
- The peacock's beautiful tail helps it attract females.
Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.
- The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.
1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
- Since 1990, eleven female students received the award.
Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.
- Tom has a lot female friends.
Erkek arkadaşımın bir sürü bayan arkadaşı var.
- My boyfriend has a lot of female friends.
1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
- Since 1990, eleven female students received the award.
Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.
- I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal.
O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.
- She is not my mother but my oldest sister.
Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir.
- Individual liberty is the essence of democracy.
Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
- The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir.
- Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
- My wife's name is Lidia Zarębowa.
O, Kanadalı bir kızla evlendi.
- He married a Canadian girl.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
Bireysel özgürlüklere saygılı olmalıyız.
- We must respect individual liberty.
Bir bireyin hakları ve sorumlulukları vardır.
- An individual has rights and responsibilities.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
- He never sees me without complaining about his wife.
Lütfen karına selam söyle.
- Please say hello to your wife.
Eşiniz sizinle birlikte kiliseye katılır mı?
- Does your spouse attend church with you?
Eşinizle birlikte ne kadar zaman harcarsınız?
- How much time do you spend with your spouse?
Toplum ve birey birbirinden ayrılamazlar.
- Society and the individual are inseparable.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
Onun kişisel bir konuşma tarzı vardı.
- She had an individual style of speaking.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.
- Japanese women carry their babies on their backs.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir.
- The sister of your father or mother is your aunt.
Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın.
- Sister, don't let this patient out of your sight.
Kız kardeşim hemşiredir.
- My sister is a nurse.
Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
- My sister is suffering from a bad cold now.
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?
She's my wife. O benim karım.
Kadınlar ve kızlar onunla karşılaşmaktansa caddeyi geçmeyi tercih ederler.
- Women and girls would cross over the street rather than meet him.
Küçük kız güzel bir kadın oldu.
- The little girl grew into a beautiful woman.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Eşiniz sizinle birlikte kiliseye katılır mı?
- Does your spouse attend church with you?
Hem siz hem de eşiniz geliyorsa, lütfen bana bildirin.
- If both you and your spouse are coming, please let me know.
Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
Çirkin bir bayan eş bahçenin etrafındaki iyi bir çit gibidir.
- An ugly wife is a good fence around the garden.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
- Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
- To tell the truth, she is my girlfriend.
Sevgilisi de oradaydı.
- His girlfriend was there, too.
Benzer simaları olduğu için polisin iki kişiyi birbiriyle karıştırmış olması muhtemel.
- It is likely that the police confused the two individuals as they both had similar facial features.
Her kişi bir bireydir.
- Every person is an individual.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.
- Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Her insan bir bireydir.
- Each human being is an individual.
Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.
- Great bait, mate, I rate eight out of eight.
Kokkinakis kız arkadaşını vurdu. Bunu sana söylediğim için üzgünüm dostum.
- Kokkinakis banged your girlfriend. Sorry to tell you that, mate.
Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.
- These are my sister's magazines.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.
- Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
Mary benim için bir kızkardeş gibi.
- Mary is like a sister to me.
Mary ve Alice kızkardeş gibiler.
- Mary and Alice are like sisters.
Dul kocası ölmüş bir kadındır.
- A widow is a woman whose spouse has died.
Bayanların ve çocukların sana ne dediklerini anlamada sorunların mı var?
- Do you have problems understanding what women and children say to you?
Amerika Birleşik Devletleri FIFA'nın Bayanlar Dünya Kupasını kazandı.
- The U.S. has won FIFA's Women's World Cup.
Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?
- How can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
At the convent, Sister Grace supervises the kitchen.
Please welcome Sister Smith as she moves from her former congregation to her new congregation.
Native American leader Chief Seattle urged ecological responsibility, referring to Brother Eagle and Sister Sky in his purported 1854 speech.
The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
The car my grandfather gave me only got ten miles per gallon.
- The car my grandfather gave me only got ten miles to the gallon.
I'm going to meet my girl over there.''.
Amanda is a girl of 16.
Your girl turned up on our doorstep.
Stop being such a girl and punch back.
As we can't print them all together, the individual pages will have to be printed one by one.
individual personal pension; individual cream cakes.
The pieces of the puzzle mate perfectly.
My little sister is an annoying pest.
Sisters Are Doin’ It for Themselves.
I’m trying to correct my sagging floor by sistering the joists.
Of Lady Auranthe, our new-spoused daughter?.
A new wife for the gander is introduced into the pen.
Generally, men are taller than women.
- In general, men are taller than women.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
In looking through the mist, I caught a glimpse of my future.
- Sis perdesinin arasından, kendi geleceğim gözüme ilişti.
A curtain of mist blocked our view.
- Bir sis perdesi bizim görüşümüzü engelledi.
I could see nothing but fog.
- Sisten başka bir şey göremedim.
London is famous for its fog.
- Londra sisi ile ünlüdür.
Smog hung over Tokyo.
- Tokyo'nun üzerine sis çöktü.
In large cities, in London for instance, there is heavy smog.
- Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.
Welsh is a beautiful language.
- Galce güzel bir dildir.
I like to speak Welsh.
- Galce konuşmayı seviyorum.
The daffodil is the national flower of Wales.
- Nergis, Galler'in milli çiçeğidir.
Great Britain consists of Wales, England, and Scotland.
- Büyük Britanya; Galler, İngiltere ve İskoçya'dan oluşur.
... FEMALE SPEAKER: Why are you special in the sports world? ...
... FEMALE SPEAKER: Thanks. ...