Kusursuz hassasiyet, ölçümde gereklidir.
- Flawless precision is required in the measurements.
Nasıl böyle kusursuz Almanca konuşabiliyorsun?
- How can you speak such flawless German?
Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.
- The hyena's bark sounds like laughter.
Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
- The ear canal sends sound waves to the eardrum.
Tom mükemmel Japonca konuşur.
- Tom speaks flawless Japanese.
Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
- What can I do to sound more like a native speaker?
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
- The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Tom etkilenmiş görünüyor.
- Tom sounds impressed.