Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı. - She had an unassuming air that put everyone at ease.
Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.
She had an unassuming air that put everyone at ease.
Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim. - I never felt at ease in my father's company.
Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.
I never felt at ease in my father's company.