feel, touch with the hands; deal in, do business with; manage; treat

listen to the pronunciation of feel, touch with the hands; deal in, do business with; manage; treat
Englisch - Türkisch

Definition von feel, touch with the hands; deal in, do business with; manage; treat im Englisch Türkisch wörterbuch

handle
{f} işlemek
handle
{i} kol

Bu araba kolay kullanılır. - This car handles well.

Sadece bu kolu çevirin. - Just turn this handle.

handle
{f} başa çıkmak

Onunla başa çıkmak zorunda kalacaksın. - You'll have to handle it.

Bıktım artık. Bugün bütün yaptığım şikayetlerle başa çıkmak. - I've had it. All I've done today is handle complaints.

handle
{f} geçinmek

Tom'la geçinmek kolaydır. - Tom is easy to handle.

handle
(Tekstil) (işte) kullanmak
handle
tutma yeri
handle
(Tekstil) manivela
handle
tanıtıcı
handle
kapı kolu
handle
kontrol altında tutmak
handle
ellemek

Bunu çocuk eldivenleri ile ellemek zorunda kaldık. - We've got to handle this with kid gloves.

handle
kabza
handle
{f} ele al

Tom durumu daha farklı şekilde ele almalıydı. - Tom should have handled the situation differently.

O sorunu oldukça iyi şekilde ele aldın. - You handled that problem quite well.

handle
halletmek

İnsan gücü eksikliği nedeniyle, biz bu görevi halletmek için beklentilerden daha fazla zamana ihtiyacım var. - Due to lack of manpower, we need more time than expectations to handle this task.

handle
{f} eline almak
handle
{i} tutacak
handle
{f} meşgul olmak

Bununla tek başına meşgul olmak zorundasın. - You'll have to handle this by yourself.

handle
{i} çıkar yol
handle
{i} imkân

Tek başıma bununla başa çıkabilmemin imkanı yok. - There's no way I can handle this by myself.

handle
{f} ele gelmek
Englisch - Englisch
{f} handle
feel, touch with the hands; deal in, do business with; manage; treat
Favoriten