I've spoken amply about the project.
- Ben proje hakkında fazlasıyla konuştum.
As George Bush has amply demonstrated, being president of the U.S. requires only a modicum of intelligence.
- George Bush'un fazlasıyla gösterdiği gibi, ABD başkanı olmak yalnızca bir nebze zeka gerektirir.
I think one of us is more than enough.
- Bence birimiz fazlasıyla yeterli.
There is more than enough room for another car.
- Başka bir araba için fazlasıyla yer var.
Mary is extremely attractive.
- Mary fazlasıyla çekici.