Bana bir iyilik yapar mısın?
- Would you do me a favor?
Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
- In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
Bana bir iyilik yapar mısın?
- Would you mind doing me a favour?
Size iyilik yapmaya çalışıyorum.
- I'm trying to do you a favour.
Bir yardıma ihtiyacım olduğu için seni aradım.
- I called you because I need a favor.
Tom isimsiz bir şekilde sevdiği hayır kurumuna bir milyon dolar yardımda bulundu.
- Tom anonymously donated a million dollars to his favorite charity.
Ben önerini destekliyorum.
- I am in favour of your proposal.
Tom bana hangisini tercih ettiğimi sormadı.
- Tom didn't ask me which I preferred.
Gece çalışmayı tercih etti.
- He preferred studying at night.
Eugenia yüzü temizlemek ve cildi korumak için en sevdiği yağları bizimle paylaştı.
- Eugenia shared with us her favorite oils for cleaning the face and protecting the skin.
Tom'un en sevdiği şeylerden biri balık tutmaktır.
- One of Tom's favorite things to do is fishing.
Alkollü içkileri her gün içmek istemiyordu. Fakat bira onun sevdiği içkisidir, bu yüzden o her gün alkolsüz bira içiyor.
- She didn't want to drink alcoholic drinks every day. However, beer is her favorite drink, so she drinks non-alcoholic beer every day.
Yer partiden kalanlar yüzünden dağınıktı: Yırtık gürültüyapıcılar, kırışık parti şapkaları, ve kirli Power Ranger tabakları.
- The floor was strewn with party favors: torn noisemakers, crumpled party hats, and dirty Power Ranger plates.
Senin öncelikli dilin nedir?
- What's your preferred language?
He did me a favor when he took the time to drive me home.
You favor your grandmother more than your mother.
Would you favor us with a poetry reading?.
I need a favour. Could you lend me 5 dollars til tomorrow, please?.