fasten with a lock

listen to the pronunciation of fasten with a lock
Englisch - Türkisch

Definition von fasten with a lock im Englisch Türkisch wörterbuch

lock
{f} kilitlemek

Küçük bir çocuğu odasına kilitlemek bir zulüm hareketidir. - It is an act of cruelty to lock a small child in his room.

Bu kapıyı kilitlemek zorundayım. - I have to lock this door.

lock
{i} kilit

Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim. - I locked the door, in case someone tried to get in.

Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim. - Really? I had locked it up before I went out.

lock
{i} bukle

Mary'nin saçının her buklesi yerindeydi. - Every lock of Mary's hair was in place.

lock
hapsetmek
lock
kapanmak
lock
(Tıp) meç
lock
(Askeri) Nehir havuzu
lock
{i} güreş birkaç çeşit yakalama yöntemi
lock
yokuşu inerken tekerleği tutan zincir
lock
{i} kıvırcık sakal
lock
stock and barrel başta
lock
{i} lok, yükseltme havuzu
lock
{f} takılmak
lock
{i} kilitlenme

Bu binanın kilitlenmesini istiyorum. - I want this building locked.

Tom daima kilitlenmeli. - Tom should be locked up forever.

lock
{f} kilitlemek; kilitlenmek
lock
{i} çoğ. saçlar
lock
{f} birbirine geçmek, kenetlenmek
lock
{f} birbirine geçmek
lock
güreşte birkaç çeşit yakalama usulü
lock
kilitli şey
Englisch - Englisch
lock
fasten with a lock

    Silbentrennung

    fas·ten with a Lock

    Türkische aussprache

    fäsın wîdh ı läk

    Aussprache

    /ˈfasən wəᴛʜ ə ˈläk/ /ˈfæsən wɪð ə ˈlɑːk/
Favoriten